LEARN TURKISH-Bilateral Relations

bılateral relations


BILATERAL RELATIONS


resume/restore relations İLİŞKİLERİ YENİDEN BAŞLATMAK

goodwill İYİ NİYET

cooperation İŞ BİRLİĞİ

strengthen PEKİŞTİRMEK/GÜÇLENDİRMEK/

KUVVETLENDİRMEK

setback KÖTÜLEŞME

condemn KINAMAK

dispute ANLAŞMAZLIK/UYUŞMAZLIK

recognise TANIMAK

connection BAĞLANTI

rapport YAKIN İLİŞKİ

to build rapport YAKIN İLİŞKİ KURMAK

harmony UYUM

harmonious UYUMLU

solidarity DAYANIŞMA

mutual respect KARŞILIKLI SAYGI

understanding ANLAYIŞ

cordial İÇTEN/SAMİMİ

cooling off SAKİNLEŞMEK /YATIŞMAK

thawing BUZLARIN ERİMESİ/ÇÖZÜLMESİ

distance oneself MESAFE KOYMAK

isolation DIŞLAMA / TECRİT ETME

cordially CANDAN / YÜREKTEN

tie/link BAĞLANTI

deteriorate KÖTÜLEŞMEK / BOZULMAK

strained GERİLMİŞ / ZORA GİRMİŞ

appalling KORKUNÇ / BERBAT

prominent DİKKAT ÇEKEN / GÖZE ÇARPAN

oppressive ZULMEDİCİ / EZİCİ

keen İSTEKLİ / HEVESLİ / MEMNUN

resumption -nın KALDIĞI YERDEN DEVAM ETMESİ

offered frank advice SAMİMİ BİR TAVSİYEDE BULUNMAK

prerequisite ÖN ŞART / ÖN KOŞUL

to make progress YOL KATETMEK

agreement ANLAŞMA

declaration AÇIKLAMA / DUYURU

joint declaration ORTAK AÇIKLAMA

convention RESMİ ANLAŞMA

negotiations MÜZAKERE

issue TARTIŞMA KONUSU

settlement ANLAŞMA/UZLAŞMA

chair BAŞKAN

round table YUVARLAK MASA

participate KATILMAK

adopt BENİMSEMEK

reciprocal KARŞILIKLI / İKİ TARAFLI

committee KURUL

summit ZİRVE

draft TASLAK

go along with/agree AYNI FİKİRDE OLMAK

take a point SÖYLENİLEN NOKTAYI ANLAMAK

share the view of /share the same opinion

AYNI GÖRÜŞÜ PAYLAŞMAK

go along with AYNI FİKİRDE OLMAK

in broad agreement

GENİŞ KAPSAMDA KABUL ETMEK

in accord with UYGUN OLMAK

compatible UYUMLU

reciprocity KARŞILIKLI OLMAK




Comments